EĞİTİMDE KAOS HİÇ BİTMEYECEK
Eğitimde kaos giderek büyümektedir. Çocukların eğitimi hep yarım yamalak. Her yıl okullar açılırken grev faslını geçtik, şimdi de türban meselesi eğitime darbe vurdu. Öğretmenler bu konuda tedirgin, bazı okullarda dersler askıya alındı, öğretmenler sınıfa girmeme karar aldı. Lakin, olan çocuklara oluyor. Nazım #Çavuşoğunun açıklamalarına hiç değinmeyeceğim. Çünkü, ağzından çıkanı kulağı duymayan, tamamen eğitimden uzak bir Eğitim Bakanı olmasını tasvip etmiyorum. Alt kadrosunda çalışanların da bu işten anladığını sanmıyorum. Daha çok menfaat icabı sandalye dolduran kişiler onlar!!!
İllaki türban takan öğrencilere eğitimde yer-yatak verilecek ise onlar için özel okullar açılması en doğrusudur. Dileyen bu okullara yazılıp, burada eğitimini alabilir. Devlet okullarının bir usulü, bir kaidesi, bir çizgisi ve eğitimin temel anlayışı laikliktir. Türban konusunda hükümetin bu denli ısrarcı olması tam manası ile reisi mennun etmek, reise şirin görünmek ve memlekette çıkacak olan kaostan beslenmektir. Zira toplum birbirine düşerse, hükümet edenler de sessiz sedasız diledikleri yasayı geçirip, diledikleri şekilde Devlet hazinesinde oynama yapabilecekler.
Yani, onların istediklerini yapabilmesi için toplumun böylesi bir kaosun içerisinde olması işlerine gelir. Öğretmenlerin isyanına gelince, eğitimde ilk öğretilen Atatürk ilke ve inkılapları olduğundan ve buna duyulan saygıdan türbanlı öğrencileri kabullenmemeleri gayet normal. Çünkü, türbanlı öğrencilerin alacağı eğitim çok daha farklı bir eğitim olmalıdır. Zira, bizdeki türbanlı aileler dini yozlaştıran, dini kötüye kullanan ve bizim örf ve ananelerimize uymayan insanlardır. Bu yüzden, değil bir arada yaşamak, ayni sınıfta eğitim almak bile oldukça sakıncalıdır. Çocuk yaşta, yani henüz gelişme yaşında olan ve karakterinin oturması gereken yaşlarda, çocuklarımızın bu kadar uçlarda bir güruh ile iç içe olması oldukça sakıncalı olmakla beraber, çocuk zihinlerde bulanıklık, gelişimde sakınca ve psikolojik sorunları da beraberinde getirecektir.
Tüm bu sorunlar aile bireylerine yansıyacak ve bu kaos daha da büyüyecektir. Tıpkı, ilk yıllarda (74 sonrası) adaya gelen aileler ile aramızda farklılıklar olması ve bir çoğunun bizimle kaynaşamayıp, farklı görüşlerde olması ile yıllar içerisinde aramızda uçurumlar açılması ve bugün bu ikilemleri yaşamamız gibi, çocuklarımızda gelecekte çok büyük ikilemler yaşayacak ve belki de toplum içerisindeki farklılıklarımız ile birbirimize düşeceğiz ve kaosun göbeğinde depreşip duracağız. Ve elbette aktarılan nüfus ile bizim nüfusumuz arasında dağlar kadar fark olması ile Kıbrıslı Türk zaman içerisinde yok olup gidecektir.
Veya bu yollarla yıldırılıp, başka ülkeye göçü sebep olacaktır. Halihazırda, evlatlarımızın zaten bu memlekette yaşam, iş ve meslek konularında mağduriyeti olduğundan, birçoğu çareyi göçte bulmuştur. Uzun lafın kısası, ben eğitimdeki kaostan dolayı öğretmenlerin derse girmeme kararını veya bu konuda okullarda eylem yapma kararını kesinlikle haklı buluyor ve destekliyorum. Bu memleket “Anada ne varsa yavruda da o olacak “ zihniyetini benimseyenlerin memleketi değildir. Onların isteklerine boyun eğmemektir bu baş kaldırış!!!!!!!
Vesselam