ÇÖZÜMDEN ÖNCE İŞBİRLİĞİ GEREK İMİŞ

Cenevre yine tam bir hayal kırıklığı oldu. Bilir kişilerin açıklamaları ile müzakerelerin başlaması ümidi de hemen hemen tükenmiş gibi görünmektedir. Çünkü, beyan edilen fikir, kapsamlı çözümde ortak bir zemin bulunmamaktadır. BM’ye bu konuda düşen görev, “iki toplum arasında mekik dokuyarak ortak zemin bulmaya ve tarafları motive etmeye çalışmalıdır” denmektedir.

Yani, uzun lafın kısası dön dolaş ayni yere geliyoruz. İleriki günlerde neler olacak hep birlikte göreceğiz. Ayrıca, Türkiye’de meydana gelen karışıklıklar da bu konudaki süreci farklı sapaklara itebilir düşüncesindeyim. Fakat, yapılan açıklamalara baktığım zaman CB Tatar’ın bir açıklaması dikkatimi çekti “Zirveden bir şey çıkacak diye gelmedik”. Bu nasıl bir açıklama, yani ortak bir zemin yaratma konusunda değil, uzlaşmama konusunda bir fikir taşırmışçasına bir açıklama yapmış bulundu. Bu zirvede elde edilen tek kazanım, 4 sınırı kapısının daha açılması hususunda mutabakata varmış olmalarıdır. Bu konu üzerine daha da fazla yazmak istemiyorum.

Gelelim bu Cenevre ziyaretine katılanlara….. Bazı kişilerin katılımını çok gereksiz buldum. Örneğin Fikri #Ataoğlu’nun bu görüşmelerde ne işi vardı? Yabancı lisan yok, turizm konularındaki bilgisi ve vizyonu ülkemizdeki turizme bakılarak anlaşılabilir, peki ama ne yapmaya gitti, fuzuli masraf!!!! Ayrıca, lisan bilmeyen bazı “gazeteci” arkadaşların da burada bulunması abesle iştigal diye yorumlanmaktadır. Yabancı lisanı olmayan bir gazetecinin bu Cenevre zirvesinde ne işi vardı? Diplomatların konuştuğu lisanı anlamadan, nasıl Türkçe bilgi edinip de basına açıklama yaptılar, ne derece doğru, bu da tartışmalı bir durum.

Ayrıca, bu “Gazeteci” arkadaşları kimler belirlerdi, nasıl bir eğitimi ön planda tutup da, bu görüşmelere katılmalarını onayladı, bunu da anlamış, akıl-sır erdirebilmiş değilim. !!!! Diyeceğim o ki, yine cümbür cemaat amaç gezme olsun diye Devletin ensesinden gezip geldiler. Sayın Kudret #Özersay da, asıl Devlet tarafından görevli olarak katılması gereken, görüşmeler konusunda son derece bilgili ve gerekli açıklamaları en anlaşılır bir dille anlatabilen birisi olarak, kendi biletini kendi cebinden kesip giden bir kişi olmuştur.

Yani, çözümden önce işbirliği isteriz, ortak zemin isteriz, bilgi alış-verişi ve paylaşım isteriz de, tüm bunları kendi içimizde ayni soydan insanlar olarak başaramaz iken, başka bir millet ile bunu nasıl başaracağız, bu konu da hayli düşündürücüdür. Kendi içimizde bin parça olmuş iken, her kafadan bir ses çıkarken, kimse kimsenin fikrine saygı göstermez iken Devletin malı deniz yemeyen keriz diye bir düşünce ile hareket ederken, başka bir toplum ile uzlaşmak, anlaşmak, ortak zemin bulmak çok uzak bir ihtimal gibi görünmektedir. Yine de, siyaset her an için değişkenlik gösteren, büyük devletlerin, menfaatleri doğrultusunda bir yol haritası çizmesi ile değişkenlik gösterebilen bir durumdur. Hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Vesselam.