Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, Cenevre’de ayrı devlet yolları dik yokuştur aşılmaz. KKTC diye isimlendirdiğimiz coğrafyada eşit devlet naraları duyulmaz. Guterres dinler kafa sallar, eğil de gülle geçsin diye düşünüyor. Ben kısa bir süre sonra yolcuyum başlarına geleni çeksinler diyor. Avrupa Konseyi Başkanı Costa, bizler Kayahan’ın yine bana hüsran yine hüzün şarkısını dinlerken üzerinde iki ayrı devlet yazan Loforiyolar’ müzelik oldu. Eskiyen Loforiyolara binip davul zurna ile tavşan avına gidilemeyeceğini hatırlattı. Cenevre'de dağ fare doğurdu. 

**

Sn. Erhan Arıklı Cenevre’ye malum nedenlerden gidemedin. Ama buradan gönderdiğin salvo atışlar ile desteğini esirgemedin. Ayrıca ‘Baso’ tutmayan bu nedenle vida ile pekiştirme işlemi yapılamayan Federasyoncular ile din düşmanlarına da ayar verdin. Neymiş efendim çocuklar belli bir yaşa gelince kendi yollarını çizerlermiş. Başlarına bone ve türban zinhar yakışmazmış. Bak sen şu din düşmanlarına. Çocukta olsa başından bone ile türbanı eksik etmeyeceksin. Çıkılan İran, sonrasında da Afganistan yolundan zinhar döndürmeyeceksin.  Sn. Arıklı, birçok cephede savaşıyorsun. Ama bir Kızılderili Atasözü, iki tavşanı ayni anda kovalarsan hiçbirini yakalayamazsın der. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Hüseyin Özgürgün, bazı UBP’ler gel tezkere gel yerine, gel Hüseyin gel şarkısını bestelemiş. Söyleyip duruyorlar. Vallahi bizde özledik. Da şu savcılıktaki 56’mı 64’mü sayısını unuttum. O dosyalar-ı kebir manzumesi nasıl halledilecek dersin?  Hadde hallettiler diyelim. Şu Herşeye maydanoz olan muhalifler biz böyle bir Cumhurbaşkanını hazmetmeyiz derse ne yapacağız? Tamam, gargara yapın yada Alka –Sezer için diyebiliriz ama hazımsızlığımızı gidermez derlerse ne olacak? Ama Allah’ın var. O dosyaların içindekiler sana o kadar gülüyordu ki, Hatırlarını sormasan ziyan olacaklar.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu, bugüne kadar Eğitim, Tarım ve İçişleri Bakanlıklarında göstertmiş olduğun üstün başarısızlıkların nedeniyle, Twist krallığına rağmen sana ‘Piskottan Bakan’ dediler. Ancak aldığın emri harfiyen uygulayıp,  Ortaokullarda okuyan küçük kız çocukları için çıkarttığın ve dahiyane yasa sonrasında abilerin seni onurlandıracak. Bu onurlandırma ‘Piskottan ‘ mamul boş bir bakan olarak Başbakanlık mı olur? Yoksa emri yetine getirdiği ve işi bitti çek fişi bitir işi son durak yerine ilk durakta indir mevta olarak iki tükür bir şükür çekerek siyasiler mezarlığına göndermek mi olur? Bak onu bende kestiremedim.  

**

Sn. Tahsin Ertuğruloğlu,  İsmet İnönü, toprak isteyen İtalyanlara bana çizmelerimi giydirmeyin demesinden esinlenerek, iki devlet önerisine Ohi  ve No.diyen AB yetkililerine, Hakan Fidan’dan da güç alarak bana bakın be efendiler, beni zıvanadan çıkartmayın. Long Rifle yani Piyade Tüfeğimi elime aldırmayın. Beşparmak dağları yerine bukez Orta Asya’daki Tanrı Dağlarına çıkar, Köroğlu nasıl Çamlıbel’i mesken tuttuysa bende Ergenekon ile  Ötüken’i mesken tutarım. Varın gerisini siz düşünün demeye hazırlanıyormuşsun. Yeni kapılar yerine tüm kapıları kapatın dediniz. Gece Hitler ve İtalyan faşist diktatör Musolini uyurken rüyama girdi. Yahu siz ne muhteşem bir topluluksunuz. Bizden daha ileri insanlar yetiştirdiniz dediler. Vallahi bu aralık ‘’Fasulye’’ ucuzladı. bol bel ye.  Afiyet olsun

**

Sn. Nuray Necdet, insanın 40 yaşına kadar geçen yılları başlı başına bir kitaptır. Geri kalan yıllar ise o kitabın eleştirisidir. Eskiden bazı yargıçlar, dünyada emsali olmayan bir uygulama sonrasında lastiği patlak. Aksona gardası kırılıyorum diyen. Makinesi mangos ettiği için No pata pat sir mesajı veren ekonominin bozuk tomofilinin sıkıntıya soktuğu ve borcunu ödemekte zorlanan ve mahkemede param yok demesine karşın geç kutuya ödeyeceksin diyen yargıçlara, ama efendim ödeyemem, ödeyemeyince yine hapse gireceğim diyenlere sana geç dedim yoksa seni içeri atarım diyen yargıçlar vardı. insanlar, yaşanmakta olan anın rayında giden trenin altında kalırlardı. Eskiden yazılan o kitabın kapağı eskidi ve sizin gibi adil, ve teraziyi eşit tutan yargıçlar o eskiyen kapağı değiştirip,  Kapattınız. Nuray hanım, Ayşaba, inşallah Nuray gızım gibi yargıçlar çoğalır diyor

**

Sn. Enver Erem, KKTC’nin unutulmaz ödüllü Filmleri, Toros’larda sabah horoz sesleri, Piyade Tüfeği ile Beşparmak Dağlarında bin gavur kellesi bir kin ödemez ve kendi ayakları üzerinde duran kötürüm KKTC, ile Koltuk severler,  İzleyebileceğimiz eski post filmlerin devri geçti. Onların yerine Güzelyurt Polis Müdürlüğüne atandığı günden itibaren, ayağına uyuşturucu tozu bulaşan sivrisineğe bile geçit vermeyen, hırsız, dolandırıcı ve bilumum düzenbaza No way Out yaftasını gösteren Enver Erem gibilerin vizyona giren dürüstlük abidesi filmleri kapalı gişe oynamaya başladı. Sn. Erem, Yeşil ışık arabalara 2 dakika, yayalara 22 saniye vakit veriyor. Sanki motor biz yayalara takıldı örneğinde olduğu gibi ihale vurgunculara hep yeşil ışık, yandaşlara sarı, ama ödüllendirme denilince sen ve senin gibilere kırmızı ışık.

**

Sn. İzlem Gürçağ Altuğra Kıdeminden ve yaşından soyunmuş, mesleğe yeni adım atmış bir muhabir heyecanı ile geçtiğimiz günlerdeki TV programında kadınlar günü ile ilgili yaptığınız konuşmanız muhteşemdi. Ancak Kadın haklarını savunmanız ondan daha muhteşemdi. Başarıyı Sağlık Bakanı olduğunuz günlerde olduğu gibi, nakış gibi tualinize işlerken, önünüze takoz koymak isteyenler, bu güzelim tablonun içine etmek için ellerinden geleni yapıyor. Sıcak bir çayın, Çorbanın, taze ekmeğin nasıl da güzel bir ikram olduğunu öğrenemeyenler çorbaya aşırı tuz, çaya sevgisizlik, ekmeğe de kıskançlık doğramayı marifet saydılar. Ah be İzlem bakanım ah. Devir dost ve arkadaş gibi görünüp, bir birinin arkasından konuşan. Yüz yüze gelince de sarmaş dolaş olan iblislerin devri olmuş. Ne yapacan?   

**

Sn. Ahmet Tuğcu, ülkemizin getirildiği nokta, nerden baksan taş devri, nerden baksan Jurassic Park. Nereden baksan  “Halledeceyik, geleceğe koşturacayık” diyen Ünal Abi 68 yaşında, Nazım Twist Kralı, 70 yaşında. Geriye kalanlar beş aşağı beş yukarı akmazsa damlayan cinsten. Lastiği ekris yapan, çek fişi bitir işi modundaki tomofil gibi yampuri giden hükümet’ten yatırım beklemek susamasın diye Anasına renga almayan evlat ile eşdeğerdir. Kıb-Tek’i malum çevrelere peşkeş çeken malum çevreler aldıkları söz uğruna el pençe divan dururken,  El –Sen’in 3 saatlik uyarı grevini takmazlar. Milli değerler ile ilgili Hesabı olanlar, sanmasın kapandı defterler. Tek tek yazıyorum her birini bir kenara, iyi kötü, bir gün ödenecek bedeller.

**

Sn Serdinç Maypa,  Neredeyse tüm sektörler imdat çağrısı yaparken ve hükümet oldukça bunalmışken, imdadına hükümetin istifası yetişir mi bilmiyorum.  Sadece cebini düşünenlerin işi düşünce gelene, dost mu deniyordu? muşt mu deniyordu? Yoksa Hoşt mu deniyordu? Henüz öğrenemedim. Zaten sen muşt denenlere hoşt da dediğin için göz, gez, arpacık denilerek namlunun ucundasın. Sevgili Serdinç, 300 Spartalı nasıl Pers’lere kan kusturduysa, Sen, Kudret Hoca, Tuğcu ve Devrim gibi KKTC’nin Sparta’lıları  kan kusturmaktan beter ediyorsunuz. Ah be Serdinç Kartal’ı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur. Ağacı kesen kendi dalından yapılan baltanın sapıdır. Ülkeyi bitirende kendi içinden çıkan gökkuşağına dönüşen döndüreklerdir.

FIKRA

Anne küçük kızına anlatıyordu.
"Bak kızım, gelinler en mutlu günleri olduğu için

nikahta beyaz giyerler."
Küçük kız bir an düşündü.
"Yaa... Şimdi damatların neden siyah giydiklerini

daha iyi anlıyorum..."