TÜRBANA YASA HA!!!!

Biz Kıbrıslı Türkler, hayatımızın hiçbir döneminde dayatmalara ve baskılara gelmedik. Dini inançlarımızı yüreğimizde yaşayarak, kimsenin etkisi altında kalmamayı esas aldık. Başı bağlılara anlayışlı olup, herkesin dini inançlarına saygı duyduk. Lakin, bu mentalitede insanlar ile de iç içe yaşamayı pek uygun bulmadık. Zira, bir noktadan sonra kültür ve eğitim farkı çok aleni bir şekilde belli olmaktadır. Ayni topraktan gelme değiliz, ayni kültürü taşımıyoruz, ayni aile yapısı taşımamakla birlikte, biz çocuk yapar ömür boyu maddi –manevi bakarız.

Bahse konu olanların ise çocuk yapma gayeleri, büyüyünce kendilerine maddi-manevi kul köle olsunlar amacı taşımaktadır. Biz toplum olarak geçmiş tarihimize bakıldığında uzun yıllar İngiliz sömürgesinde yaşadığımız için Avrupalı olmaya yatkın, modern Müslümanlarız. Kaldı ki, bu dönemde bile topluma dini yasak getirilmemiş, kendi dinlerine de zorlandırılmamıştık. Dileyen camiye, dileyen de kiliseye giderdi, kendi içinde yaşadığı inanca göre!!!!

Bir kere şu bir gerçek ki, 74 sonrasında bu topraklar üzerinde toplum olarak çok değişim sürecinin içerisine girip, içimize giren yabancı kültürler sayesinde dejenere olduk. Ama bu değişimi yaşarken dini inanç ve fikirlerimizde asla bir değişim olmadı. Hatta, burada bu dini inançları pekiştirmek adı altında açılan kuran kursları, dernekler gibi kurumlara da sıcak bakmadık. Çünkü, yapılan eylemler dini kötüye kullanmak sureti ile bu duyguyu, ya da inancı yozlaştırarak, baskı ile istismarlara vesile olmuştur. Bu sebeptendir ki, bugün Mecliste sessiz sedasız kız çocuklarının başının bağlı olarak okula gidebilme yasası geçirilmesi kabul edilir bir yasa değildir. Zira, bu topraklar üzerinde doğup büyümüş her Kıbrıslı Türk Atatürk ilke ve inkılaplarını okuyarak eğitim almış, bu yolda yürümüş ve bu yolu kullanmaktan her daim gurur duymuştur.

Bizler Atatürk çocuklarıyız, onun neslindeniz. Bu yasa, bu topraklar üzerinde geçerli değildir. Eğer ki okula başı bağlı gitmek isteyen veya aile baskısı ile bu yolu tercih edenler var ise, bu topraklar, böylesi bir yaşam için uygun değildir. Onca Orta Doğu ülkesi var, oralara gitsinler. Gelelim bu yasanın zararlarına; halihazırda yenile İskele bölgesinde iki ayrı olay yaşandı TC’li erkek grup yaşları 13-14 ile Kıbrıslı bir Türk çocuk arasında!!!! Olay tamamen kültür farkı, cinsel baskılar, yasaklara meyilli, olma, eğitim seviyesindeki düşüklük, aile yapısı, topluma adapte olamama ve elbette genleri ile alakalı olmakla birlikte “sizi biz kurtardık” zihniyetinin halen daha var olması ile yaşananlardır.

O kadar ki, bu yaşananalar artık çok çirkin boyutlarda gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Şimdi tutmuş başı bağlı kız çocuklarının diledikleri okullarda okumalarına serbestiyet vermek, işleri daha da çığrından çıkaracaktır. Burada amaç, Kıbrıslı Türklerin yaşam alanlarını gasp etmek ve dini konulardaki inançlarını yozlaştırmaya çalışmaktır.

Kültür çatışması giderek artacak ve geri kalmış TC vatandaşları ile Kıbrıslı Türkler arasında farklılıklardan dolayı bu gibi olaylar artarak devam edecektir ve günün sonunda iç savaşın çıkması bile hiçtendir. Bu yasayı geçirenlerin esas amacı ise sadece ve sadece reis efendiye şirin görünmek, ileriki seçimlerde artan TC nüfusunu da kendi yanlarına çekmektir. Yazıklar olsun diyorum, Kıbrıslının düştüğü duruma ve yaşadıklarına!!!! Bu topraklarda türban yasası geçmez. Bu topraklar üzerinde Atatürk ilkeleri geçerlidir ve türban ile bir işi olmaz. Bu ülkenin orijinal yerlisinde kız çocuklarının kendi hür ve özgür iradesi geçerlidir. Gerisi, geldikleri yere geri dönüp, orada kendi ilkelerini yaşayabilirler.

Vesselam