“NOLDU BU KIBRISA VE İNSANINA???”

Geçtiğimiz günlerde, Londra’dan sıkı bir takipçim ülkeye gelerek telefoniyen beni aradı ve uzun uzun sohbet ettik. Görüşme imkanımız olamadı. Çünkü, kendisi tatilinin yarısını Alsancak’taki kızının yanında, diğer yarısını da Larnaka’da ikamet etmekte olan kızının yanında geçirecekti. Ben de yoğun iş temposundan dolayı bu görüşme canlı olamasa da telefonda bayağı uzun bir sohbet ettik. Sanal alemde başlayan bir dostluk, çok sıcak bir sohbet ile pekişti. Buradaki pahalılığa hayret ettiğini söylerken, marketlerdeki denetimsizlik de gözünden kaçmamıştı.

Alsancak’taki bir markette alış-veriş yaptıktan sonra eve gelince fiyat listesini gözden geçirdiğinde, raf fiyatları ile çok farklı bir fiyatla karşılaştığını, bunun nasıl olabileceğini dile getirdi. İngiltere’de rafta görülen fiyatların ne ise, kasada da o fiyatın işlendiğini söyleyerek, konuya çok şaşırdı. Oysa ben hiç şaşırmamıştım. Bu konuyu defalarca köşe yazılarımda işleyip, denetimsizliğin ülkeyi içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini yazmıştım. Halen daha da yazmaya devam etmekteyim.

Evet düzen bu!!! Market sahipleri raf fiyatlarını değiştirmeye yetişemiyor veya eskisini bırakıp, müşteriyi enayi yerine koyuyor. Ve herkes kafasına göre fiyat biçiyor. Kadın, Kıbrıs’ta olup bitenlere anlam veremezken şaşkınlığını da gizlemekten geri kalmadı. İnsanların da yabancı nüfus ile karışınca çok değiştiğini dile getiren sosyal medya arkadaşım, bu duruma çok üzüldüğünü söyledi.

Nasıl üzülmesin, belli bir düzenin içinden çıkıp gelince, gördükleri karşısında sersemlememesi zaten anormal bir durum olurdu. “Buranın insanı neden bunlara ses çıkarmıyor” dediği zaman, söyleyecek bir şey bulamadım. Ya da kendimce susmayı tercih ettim. Çünkü, memleket kokuşmuş bir düzenin içinde çalkalanıp dururken, insanlarımızın birçoğu da bu düzenden beslenip, buna çanak tutuyor. Veya boş vermişliğin dibini yaşıyoruz toplum olarak.

Ne acı değil mi!!! Yıllar önce memleketini bir takım sebeplerden dolayı terk eden ve uzun yıllar yurt dışında yaşayanların birçoğu, tatil için geldiği memleketini ve insanını tanıyamıyor. Aslında, günün gerçeği, imkanı olan artık yurt dışına yerleşme çabası içerisine giriyor. Ya da, güneyde ev kiralayarak orada yaşamaya başlıyor. Çünkü, biliyorlar ki artık kalıp da mücadele edecek o birlik ve dayanışma toplum içerisinde yabancı kültürün artması ile yok olmaya yüz tutmuştur. Çünkü, biliyorlar ki artık en basit sağlık hizmeti bu ülkede paraya bakmaktadır. Hatta ve hatta paranız ile bile şifa bulmakta zorlanıyorsunuz. İşte güzelim cennet adamızın yıllar içerisindeki değişimi ve o cennetin nasıl cehenneme çevrildiği ile birlikte, toplumun nasıl dejenere olup, gerçek ruhunu yitirdiği, kendi ülkesine yabancılaştığının gerçeği tam da burada yatıyor.

Görüyoruz, biliyoruz ama kılımızı kıpırdatmıyoruz. Siyasiler hayal satarak gün kurtarırken, toplum da içine düştüğü durumdan vurdumduymaz bir tavırla yaşam sürüyor. Kıbrısa ve Kıbrıs insanına olan bu işte sosyal medya arkadaşım #Yılşen Halil. Teşekkürler beni aradığın için, duygularını açıkça ifade edip, bu duruma üzüldüğün için. Kıbrıs Türkü diye bir toplum 5-10 sene sonra mum ile arasanız da bulamayacağınız kadar giderek azalmakta ve yok olmaya yüz tutmuş durumdadır.

Vesselam