HERŞEY SAHTE VE YABANCI
Sokaklarında koşup oynadığım semti, Tanıyamaz oldum şu günlerde Hangi ulustan, hangi lisan konuşulur dillerde, Anlayamaz oldum şu günlerde Kaldırımlarında oturup 5 taş oynadığım yollarda Türbanlar, şalvarlar içerisindeki insanlar yabancı bana Çağlaya’nın, Kuğulu Park’ın ses vermez anıları yitirilmiş şimdilerde
Buralar da artık yabancı ve yalan bana Hisarlar tüm heybeti ile dursada karşımda, Onlarda yenik düşmüş zamana ve insan kalabalığına Yasemin kokularına hasret kaldığım Lefkoşam’da Tanıdık simalara rastlamaz oldum artık Herkes bir yere çekilmiş sessiz sedasız Her yerde “Biz” vardık bir zamanlar Şimdilerde “Ben” var yalnızca, kalabalıklaştıkça etraf Eskiden bir avuçtuk, şimdilerde hem bir avuç, hem bin parça Bayrakla siyaset yapanlar, toprağı satıp rüşveti kapma çabasında
Dürüstlükten eser kalmadı, yalan her tarafa bulaştı Siyaset dediler adına, adımızı inatla gömecekler kara toprağa Tarih kitapları bile yazmayacak ne geçmişimizi, ne de bu günümüzü 74’ün “Barış ve Özgürlük” dediler adına, Kendimizi bulduk bir alamet fırtınasında KKTC’ni ilan ettiler, Devlet olduk “heşa” diye alkış tutular
Şimdi o Devlet de itibarsızlaştı üç kuruşluk adamların elinde Ne insanımı tanıyabiliyorum, ne Vatanımı benimseyebiliyorum Her şey sahte ve yabancı şimdi bana Eskinin kıymeti ve özlemi buram buram her solukta tütüyor burnumda. Vesselam.