BUNLAR TOPYEKÜN “SHOW ADAMI” DERHAL İSTİFA EDİNİZ
Ne memleket ama!!!! Olayları, sansasyonları, dillerden düşmeyen aşk destanları, siyasetin çirkefliği, devlet kurumlarının içindeki yolsuzluklar, sokağın nüfusu, yaşlı bakım evlerinde dram hayatlar, trafik kurbanları, ucuz işçilik, insan kaçakçılığı, kadına her türlü şiddet ve kadın tüccarlığı, uyuşturucu baronları ve satışları ve daha sayamayacağım onca çirkinliklerin içerisinde küçük bir toprak parçasında yaşam sürmekteyiz. Tabi buna yaşam diyebiliyorsanız.
Ambargolar, tanınmamışlık, dini baskılar ve dış güçlerin sürekli ellerinin üzerimizde olması ile açık hava hapishanesi kadar hükmetmiş bir yaşam buradaki yaşamlar. Siz bakmayın meyhanelerin, barların dolu olduğuna. İnsanlar artık canını dışarıya atarak, kendini eğlencenin dibine vurmuş durumdadır. Buna vurdumduymazlık mı demeli, yoksa umursamaz bir eda mı, bilmiyorum. Kim bilir, belki de eğlenip hayatın dramatize kısmını unutmak istediklerindendir.
Düşünsenize başımızda bir Cumhurbaşkanı var, ancak da sosyal medyada poz poz resimler paylaşıyor. Geçtiğimiz günlerde de Surlar içinde iki çocuk ile sabah sabah “günaydın” diyerek çok şikar bir iş yapmış gibi resim paylaştı. Çocuklar tiril tiril ince bir kazak ile, kendisi de mükemmel mont ceketi ile. Artık bu nasıl bir hayat anlayışı, nasıl bir CB düşünce tarzı, varın yorumu siz yapın.
Ya başımızdaki Başbakana ne demeli!! Memleket yangın yerine dönmüş, her taraf tuz kokmuş, kokuşmuş, Devlet daireleri alan taran, hırsızlıklar, yolsuzluklar tavan yapmış ama efendi çıkıp da üç beş kelime konuşmaktan, topluma gerçekleri söylemekten aciz. Bir de utanmadan “tek gailemiz toplum ve gençlerimiz” sloganını her konuşmasında kullanıyor. Özel hayatının gündemden düşmediğini de göz önünde bulundurursak, “Ahh Ersan Saner” sen “ne şehittir, ne gazi mok yoluna gitti Niyazi” misali oldun.
Neyse, bu pis düzenin içerisinden kurtulmuş oldun diyelim. Hele bir de Ulaştırma Bakanına bakınız. Bir yol döküp tamir etti diye, günlerdir kendi kendinin reklamını yapıyor. “Ben bu işi başardım” edası ile süzüle dursun, bir yol tamir etmekle icraat olmuyor. Ercan’daki sorunlar bitmek bilmiyor, “T” izinlerindeki haksızlık dillerden düşmüyor, katlanan sermayesi için “nereden buldun yasası” talep edip de kendini düzlüğe çıkarmadıkça, hakkında hep konuşulacaktır.
Yol yapmak zaten elzem görevleri arasındadır. Kendini devasalaştırmaya çalıştıkça ters köşe oluyor. Bu da artık nasıl bir psikoloji içerisinde ise, teşhis siz sevgili okurlarımındır. Geldik mi Turizm Bakanına!!! Yakınan çalışmış bulunduğum için tek cümle ile özetlemek isterim. Her şeyi bilir edasında olup, aslında hiçbir şey bilmeyip, ayni zamanda yeteneksiz ve vasıfsız bir insan” diye tanımlamak isterim.
Baksanıza, memleket Hint Düğünlerinden kırıldı, memlekette yakacak kına kalmadı. Teleferiklerin biri gider biri gelir, gözlerimiz takipten yoruldu. Mağusa sahillerinde açıkta demirleyen Cruise gemileri hayali “Hayalet Şehir” ile bölgede pek bir uyuştu. Ne yaparsınız, bazılarımız da hayaller ile yaşamayı ve kendi kendini teselli etmeyi bir seçim olarak görüyor.
Bizim Turizm Bakanı da bu yolda ilerliyor. Yani hepsini sıra ile yazsam sayfalar yetmez. Ama hükümet eden, memleketin başını çeken adamcıkların “siyasi porofil, vizyon ve misyon” özeti bundan ibarettir. Siz sevgili okurlarımın da farklı düşündüğünü hiç sanmıyorum. Vesselam.