YILDIZI ŞAFGARAN DEVLETTEN SİNYAL VAR VARAN BİR:EĞİTİM

Düşünsenize, kuruluşundan bu yana 50 sene olmuş, ama halen daha kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendi kararlarını kendi verebilen bir devlet olamamışız. Anaya göbekten bağlı ve o göbeği kesmesini bir türlü becerememiş bizim siyaset adamı geçinen acizler sayesinde memleket alan taran olmuş durumdadır. Yıldızı şafgaran bu devletin eğitimcisi yurt dışından geliyor. Hem de bizde öğretmen olup da, işsiz olan gençlerimizin sayısı hayli kabarık iken, devletin tercihi yurt dışından eğitmen getirtmek.

Geçtiğimiz günlerde Hatay’dan gelen bir öğretmenin okulda bir çocuğumuzun boğazını sıkması, kabul edilir gibi değil. Biz Kıbrıslılar çocuklarımıza eğitimi tokat ile değil, tatlı dil, güler yüz ve nasihat ederek vermeye çalışırız. Ne işi var TC’den getirtilen bir öğretmenin benim ülkemde, benim okulumda? Üstelik burada işsiz o kadar genç, yeni mezun öğretmenlerimiz var iken. Kültürümü bilmiyor, tarihimi bilmiyor, geçmişimi bilmiyor, aile ve çocuk ilişkilerimi bilmediği gibi, bizim yaşam, kültür ve aile yapımızdan da çok farklı olduklarını her zaman söylemişimdir. Uyumsuzlar, uymuyoruz, kültür çatışması giderek kendini daha fazla gösteriyor.

Dini konulardaki dayatmalar hiç bizim kabul edebileceğimiz bir konu değil. Mahalle aralarında adını “cami” diye nitelendirip, küçük çocukları okul çıkışı anneleri ellerinden tutarak buraya kuran kurslarına götürüyor. 7-8 yaşlarındaki kız çocuklarının başı bağlı, gözleri yerde yürüyor. Ben bunlara kendi gözlerimle şahit oldum.

Bu şekilde mi bizim yıldızımız parlayacak, ne traji komik bir durum!!! 5-6 sene içerisinde burası küçük bir Arabistan olacaktır, bu gidişle. Bu sonradan gelenler, bu dinci takımı, Kıbrıs’ın kuzeyinde padişahlık kuracaklardır. Demedi demeyin. Çünkü zaten, orijinal Kıbrıslı Türk olarak sayıca azaldık, kalanlar da gelecek endişesi ve ekonomik koşullardan dolayı bir çocuk yaparak aile oluşturuyorlar, fazlasını yapmak bizim gibi kültürlü, okumuş insanların öngördüğü bir durum değil.

Bizler çocuklarımıza sağlam bir gelecek, mal mülk bırakma gayreti içerisinde olan bir toplumuz. Bu sonradan gelenler, her dokuz ayda bir çocuk çıkarıp, onları sokağa salan, dilenciliğe alıştıran ve büyüyüp anaya-babaya bakması için aslında çocuk doğuran bir zihniyete sahipler ve bu yüzden kültür çatışmasını iliklerimize kadar hisseder olduk.

Ve ne acıdır ki, biz bu insanlarla ayni toprak parçası üzerinde yaşamaya mahkum ediliyoruz. İşte bu yüzdendir ki, yıldızımız aslında şafgarmıyor, sinyal veriyor. Eğitim en büyük örnek, şu an yaşadıklarımız içerisinde. Vesselam.