SÖZ SAHİBİNE İADE

ERSİN #TATAR:  Büyük projeleri bir bir hayata geçiriyoruz”. Sizi duyan da uzaya mekik gönderdik sanacak. Allah aşkına hangi projelerden bahsediyorsunuz? Ülke tam bir suç cenneti olmuşken, elektrik kurumu sürekli borçlanma yoluna giderken, yolları çukurdan geçilmeyen ve trafik kazalarında her geçen gün artış meydana gelirken, pahalılık karşısında toplumun beli iki büklüm olmuş iken, cinayet vakaları giderek artış gösterirken, üniversite cenneti yapacaksınız diye olan biten döküntüyü bunun içine doldururken ve sorma gir hanı olmuş bir ülkenin boğazına kadar batmış durumuna, sizin bu sözde projeleriniz mi yeniden hayat verecek??? Emel Sayın’dan rüyalar gerçek olsa parçası size armağanım olsun.

ÜNAL #ÜSTEL: “KKTC’yi kalkındıracak tüm projeleri ele alacağız”. Ne o, Tatar ile ağız birliği yapıp memleket edebiyatını güçlendireceğinizi mi sanıyorsunuz? Bu makama geldiğinizden beri bir hayal alemi, bir yalan furyası ve bir dizi çirkin olaylar zinciridir de gider. Sözleriniz de, siz de topluma hiçbir şekilde güven vermiyorsunuz. KKTC’yi değil, kendi menfaatleriniz doğrultusunda ceplerinizi dolduruyorsunuz. KKTC zerre umurunuzda olsaydı bugün ülke olarak bir ucundan tutulacak yer bulurduk da, artık her yer tuz koktu, tutulacak temiz bir taraf kalmadı.

HASAN #TAÇOY: “Bu ülkede demokrasiyi kuran da bozan da UBP’dir”. Yok yok, bu ülkede her bir şeyi bozan UBP’dir. Sanırım diliniz sürçtü bay Taçoy. Sahi bu UBP sizin de partiniz değil mi? Yıllarca bu partinin içerisinden aday çıkıp, seçilip bakanlık yapmadınız mı? Demek ki, bu oyun bozanlığın içerisinde siz de yer alıyor ve memleketteki her bir şeyin içine edenler arasında siz de bulunuyorsunuz. Hayırdır, bunu söylerken “itiraflar” saatinde miydiniz??

SERHAT #AKPINAR: “Vatandaşlıklar hemen durdurulmalı”. İlk kez doğru düzgün bir cümle kurup gerçeği söylediniz. Hayırdır, hangi dağda kurt öldü de bu gerçeği söyleme gereği duydunuz? Bence bu konu ile ilgili öğrenci işlerine de bir el atılsa da, ülkeye “öğrenci” adı altında gelip kayıt yaptıran, sonra da devamsızlıktan ülkede avare avare dolaşan yabancı uyrukluları da denetleyerek, sınır dışı edilmeleri konusu üzerinde de bir açıklama yapmanız gerekmektedir. Hodri meydan!!

HÜSEYİN #PAŞA: “Birikmiş borçların kapatılması için kredi alındı”. Bu elektrik kurumunun borçları ne itti, ne de bitti. Sizler nasıl idarecilersiniz? Borcu borç ile kapatmanın matematiksel ve ekonomik olarak hiçbir açıklaması olmayacağını bilmez misiniz? Böylesi bir yolu, ancak “acizler” çare olarak görebilir. ALİ #BAŞMAN: “%50 artışa karşı değilim, ancak bugünkü rakamı dahi ödeyemeyen işletmeler var”. Haklısınız, sermaye patronları, üzerine düşen görevi yerine getirip devlete vergisini bir tamam ödeseydi, devlet de bu insanlara vergi konusunda geniş imtiyazlar tanımasaydı, ülke olarak böylesi bir kaosun içerisinde olmazdık. Servet vergisi olmazsa, ülkenin borç batağına girmesi kaçınılmazdır. Bunun ceremesini de hep en ağır bir şekilde özel sektör çalışanları çekmektedir. Sizin tuzunuz kuru.

ERHAN #ARIKLI: “Ben bu hükümete mecbur değilim. Anlaşamadığımız anda el sıkışır, bu işbirliğini bitiririz”. Ne çok seviyorsunuz şu Cüney Arkın modeli rolleri!!! Bu kaçıncı rest çekiş, bu kaçıncı “çeker giderim” havaları?? Neden sürekli yapamayacağınız şeyleri yapabilirsiniz gibi konuşuyorsunuz? Bence iç dünyanızda bir yerlerde, bir şeylerin eksikliği ile böyle büyük büyük laflar edip, hop oturup hop kalkıyorsunuz. Ama boşuna, biz yemeyiz, size afiyet olsun. Vesselam.