SÖZ SAHİBİNE İADE
CEVDET #YILMAZ: “Kuzey Kıbrıs’ı bugünkünden çok daha iyi bir düzeye taşıyacağız”. 50 sende kendi ülkemizde “azınlık” durumuna düşürüldük. Her konuda Anavatan’a bağımlı durumuna getirildik. Siz halen daha” iyi bir düzeyden” bahsedersiniz. Traji komik.
ÜNAL #ÜSTEL: “Üreticimize ve üretimin artırılmasına katkımız sürecek”. Üstel hükümeti olarak arazi peşkeşi ve yandaşa iş imkanı dışında hiçbir şey yapmadınız. “Çok duy az inan” özlü sözü sizin kalıbınız için yazılmış bir cümle olsa gerek.
GÜLŞAH #MANAVOĞLU: “Ersin Tatar KKTC’nin ve Türkiye’nin selameti için geri adım atmak zorunda”. Kesinlikle sizinle ayni görüşteyim. Zaten eçtiğimiz günlerde yapılan kısa bir Ankara seyahatinde yeterince törpülenip, ayar çekilmiştir kanaatindeyim. Bundan sonra boyundan büyük laf etmeyeceği kesindir.
NAZIM #ÇAVUŞOĞLU: “Laik, demokratik eğitimden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz”. Bu yüzden mi her köşe başında çocuklara kuran kursları verilmekte? Bu yüzden mi eğitim kitapları gerici ve yobaz fikirler ile çocukların aklını bulandırmakta? Vallahi yalan makinesi hızınıza yetişemez, bu bir gerçek.
OLGUN #AMCAOĞLU. “Gözetleyebileceğiz. Böylece devletin ve vatandaşın hakkını koruyacağız”. Tam bir “politikacı” ağzı konuşması yaptınız. Bu kelimenin yabancı dilden bize gelme olduğunu ve esas anlamının “yalan” olduğunu biliyorsunuzdur, değil mi? Devlet dediğiniz çatısı çökmüş, toplum dediğiniz ise bu çatı altında ezilmiş bir durum içerisindedir. Ne siz kendinizi kandırınız, ne de bizi aldanan durumuna düşürmeye çalışmayın. Memleketin hali ortadadır.
FİKRİ #ATAOĞLU: “Anavatan ile oluşturduğumuz bağlarla yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz”. Yağ ve grasso kullanmada üstünüze yoktur. Bir kere bu işi çok iyi beceriyorsunuz. Zaten bunun dışında turizme dair becerdiğiniz bir iş de yoktur. 27 milyona yap-boz ile nihayet ortaya çıkan Girne Limanına döşenen taşları bir ziyaret etmenizde fayda var. Tabi o zamana kadar köpek pisinden adım atacak yer bulursanız. Haberiniz ola.
ÖZDEMİR #BEROVA: “Üretim ekonomiye can, toprağa bereket, geleceğe güç katar”. Kafiyeli şiir yazıp konuşmuş gibi oldunuz. Ekonomi mi kaldı ülkede, yoksa ekilecek toprak mı bıraktınız? Geleceğe güç katmak derken, Türk Lirası ile mi becereceksiniz bunu? Anlatın da bir inanan çıkar belki…
HASAN #TAÇOY: “Cumhurbaşkanı Tatar ve izlediği politikaya desteğim tamdır.” Aman diyeyim bu konu hakkındaki konuşmalarınıza çok dikkat edin. Yoksa ani ve seri bir şekilde siz de Ankara’ya çağırılır, ayar ve törpü işlerine maruz kalırsınız. Bizden söylemesi.
ERHAN #ARIKLI: “Gastronomi Festivalinde diyetimi bozmalarına çok kızıdım”. Vah vah. Gastronomi Festivali Turizm Bakanının işi, sizin dalınız ulaşım. Ercan’daki otopark ücretleri dudak uçuklatan cinsten. Bunun için bir çalışmanız ya da geçerli bir açıklamanız var mı? Giden yolcu da, gelen yolcu da ayni dertten muzdarip, haberiniz olsun. Bu yüzden bırakın herkes kendi bakanlığının festivali ve sorunlu işleri ile ilgilensin.
DURSUN #OĞUZ: “Düzensiz göçle ilgili Göç Merkezi kurulacak”. Biz toplum olarak bu güne kadar çok “ecek-acak”lı cümleler duyduk da hayata geçirilen çok az oldu. Bu yüzden de bize “hayaller paris” hikayesi anlatmayın. Ülkede yabancı nüfus karşısında orijinal halk kaynayıp gitti. Buna bir çözümünüz var mı, ondan haber verin!!!! Vesselam.