KİŞİYE ÖZEL TARİH VE COĞRAFYA BİLGİSİ

Kıbrıs, harita üzerinde Doğu Akdeniz’de Sicilya ve Sardunya’dan sonra gelen üçüncü büyük adadır. Dört bir yanı denizle çevrili olmasından dolayı bu kara parçasına “Ada” denilmektedir. Kıbrıs Ada’sında iki toplum yaşamaktadır. Güney kesiminde Rumlar, Hristiyan bir kesimdir. Kuzey kesiminde yaşayan toplum ise, Müslüman olan kesimdir. Ada’nın ikiye bölünmesi siyasi sebeplerden kaynaklı olmakla birlikte, aradaki kırmızı çizgi sınırları belirlemektedir.

Kıbrıs’ta ezelden beri iki toplum yaşamaktadır. Bunlar Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardır. Her ne kadar Kıbrıs’ın kuzeyine sonradan nüfus taşınmış ve üçüncü ülke vatandaşlarına da kimlik verilmiş olsa dahi, yerleşik orijinal Kıbrıslı Türklerin kendilerine has bir şivesi, kendilerine münhasır özellikleri bulunmaktadır. Yani bir başka deyişle, Ada’da Türkçe konuşan Kıbrıslı Türkler ve Rumca konuşan Kıbrıslı Rumlar bu coğrafyanın değişmeyen orijinal nüfusunu oluşturmaktadırlar.

Nasıl ki, Almanya’da yaşayan bir insana “nerelisin” sorusu yöneltildiğinde “Almanyalıyım” diye cevap alıyorsunuz ya, Kıbrıslıya da “nerelisin” diye bir soru yöneltilince “Kıbrıslıyım” demektedir. Bu tek kelimelik açıklama, nerede doğduğunuzu , nerede yaşadığınızı, hangi coğrafyanın insanı olduğunuzu kısa ve net bir şekilde anlatmaktadır. Geçtiğimiz günlerde yine basını “Kıbrıslı diye bir millet yoktur.

Kıbrıs’ta ya Türksün, ya Rumsun” diye bir açıklama yaparak, gündeme oturan Tatar efendiye buradan sormak gerekiyor “siz nerelisiniz”?? Haritayı mı inkar edeceksiniz, coğrafyayı mı yalanlayacaksınız, yoksa tarihin tozlu safyalarını mı yok hükmünde sayacaksınız?? Şimdi sizin bu sarf ettiğiniz cümleler ile Kıbrıslı orijinal Türkler yok sayılmıyor, yok hükmünde de kabul görmüyor. Ancak, siz varlığınızla ne kadar kabul görüyorsunuz, toplum tarafından ne kadar benimsenmiş bir Kıbrıslısınız, bunu anket yapmaya kalkarsak eyvah ki ne eyvah.

Bu yüzden sözlerinizin tartısı olmalı, söz ağızdan çıkmadan iyi düşünüp taşınmalı ve ona göre konuşmalı diye düşünmekteyim. Hele ki, o yüce makamın efendisi siz, hem konuşmalarınız ile hem hareketleriniz ile sürekli göz önünde olan ve en ufak bir yanlışta her türlü eleştiriye maruz kalan bir makam sahibi iseniz, bu gibi gaflara düşmemelisiniz. Aman diyeyim, toplumun gözünde itibarınız zedelenirse bir dahaki seçimlerde nasıl kazanır da saraya padişah atanırsınız!!!! Ekselansları yavaş, yerler yaş, kayar düşersiniz.
Vesselam.